Kamerun’un Başkenti Kimdir? “Bir Şehirden Fazlası: Geleceğin Kimliği Yaoundé”
Bazen bir ülkenin başkenti, sadece bir coğrafi nokta değildir; o ülkenin karakterinin yansımasıdır. “Kamerun’un başkenti kimdir?” diye sorduğumda, fark ettim ki asıl soru “Kamerun gelecekte kim olacak?” sorusuna dönüşüyor.
Evet, bugün cevap basit: Kamerun’un başkenti Yaoundé’dir.
Ama bu yazı, sadece bir bilgi notu değil; Yaoundé’nin gelecekte nasıl bir vizyona dönüşeceği üzerine birlikte düşüneceğimiz bir beyin fırtınasıdır.
Yaoundé: Tarihten geleceğe uzanan bir kimlik yolculuğu
Yaoundé, Kamerun’un kalbinde, ormanlarla çevrili tepelerin arasında kurulmuş bir şehir. Almanya döneminden Fransız sömürüsüne, oradan bağımsızlığa uzanan uzun bir hikâyesi var. Bugün resmi başkent olarak yönetim, diplomasi ve kültürün buluşma noktası. Ancak her şeyden öte Yaoundé, Kamerun’un geleceğe dair en büyük sorularını da içinde taşıyor.
Bir gün kahvede oturan iki hayali karakter düşünün:
Eric — stratejik, analitik, mühendis bir adam.
Amina — empatik, toplumsal etkiler üzerine düşünen bir sosyolog.
İkisi de aynı soruya kafa yoruyor: “Yaoundé 2050’de nasıl bir şehir olacak?”
Erkeklerin stratejik vizyonu: Akıllı şehir Yaoundé
Eric haritayı açıyor. Kamerun’un ulaşım altyapısını, enerji planlarını, teknoloji yatırımlarını analiz ediyor. “Bak,” diyor, “eğer Yaoundé dijital altyapıya yatırım yaparsa, Batı Afrika’nın veri merkezi olur. 2040’a kadar güneş enerjisiyle çalışan akıllı ulaşım sistemleri geliştirilebilir.”
Onun vizyonu net: Yaoundé bir teknolojik merkez olacak. Tıpkı Nairobi’nin “Afrika’nın Silikon Vadisi” olarak anıldığı gibi, Yaoundé de yenilenebilir enerji ve yapay zekâ odaklı gelişimin merkezi olabilir.
Bu analitik bakış, şehir planlamasını stratejik bir oyun tahtası gibi görüyor. Fakat Eric’in gözden kaçırdığı bir şey var: İnsan hikâyeleri. Şehirleri sadece binalar değil, insanlar büyütür. İşte o noktada sözü Amina alıyor.
Kadınların empatik vizyonu: Yaoundé’nin insan yüzü
Amina, gözlerini şehrin kalabalık pazarlarına, üniversite koridorlarına, sanat atölyelerine çeviriyor. “Teknoloji güzel,” diyor, “ama kim için? Kadınlar eğitime erişemezse, gençler iş bulamazsa, veri merkezleri ne işe yarar?”
O, Yaoundé’nin geleceğini insan hikâyeleri üzerinden okuyor. Amina’ya göre geleceğin Yaoundé’si, sadece dijital değil; sosyal olarak da güçlü olmalı.
Toplumun her kesiminin ses bulduğu, gençlerin umutla kalabildiği bir şehir olmalı. Çünkü teknoloji, ruhsuz bir bedenin içindeki kalpsiz makineye dönüşebilir — eğer insan dokusu yoksa.
Bir başkentten daha fazlası: “Kim” sorusunun gücü
Belki de bu yüzden “Kamerun’un başkenti kimdir?” sorusu dil sürçmesi değildir. Çünkü şehirler artık sadece “neresi” değil, aynı zamanda “kim” sorusuyla da anılır hale geliyor.
Yaoundé’nin kimliği, Kamerun’un kimliğiyle iç içe geçmiş durumda: çok kültürlü, çok dilli, ama aynı zamanda bölünmüş ve çelişkilerle dolu.
Geleceğe baktığımızda, şunu sormamız gerekiyor:
- Yaoundé, çevre dostu politikalarla Afrika’nın yeşil başkenti mi olacak?
- Yoksa politik krizlerin ve yolsuzlukların gölgesinde mi kalacak?
- Şehir, genç beyinlerini dünyaya kaptırmadan kendi geleceğini inşa edebilecek mi?
Bu sorular, sadece Kamerun’un değil, tüm gelişmekte olan ülkelerin aynası.
Yaoundé’nin dönüşüm potansiyeli
Bugün Yaoundé’de yükselen gökdelenler, genişleyen yollar ve dijital altyapı çalışmaları umut verici. Ancak büyümenin sürdürülebilir olması gerekiyor.
Eric gibi stratejistler veriye, kalkınma planlarına ve dış yatırımlara odaklanırken; Amina gibiler toplumun sesini, gençlerin hayallerini, kadınların üretkenliğini öne çıkarıyor.
Belki de geleceğin en güçlü şehirleri, bu iki bakışın birleştiği yerlerden doğacak: stratejiyle empati, teknolojiyle insan, hızla sabır arasındaki dengeden.
Sonuç: “Kimdir” sorusunun vizyoner anlamı
Kamerun’un başkenti Yaoundé’dir — ama bu cevabı sadece coğrafi bir bilgi olarak okumak, eksik olur. Çünkü şehirler artık bir kimlik taşır.
Yaoundé’nin kim olduğunu anlamak, Kamerun’un geleceğini anlamaktır.
O yüzden 2050’ye baktığımızda şu sorular bizi bekliyor:
- Yaoundé bir teknoloji şehri mi olacak, yoksa insan hikâyelerinin kalbi mi?
- Şehir büyürken, insan küçülecek mi?
- Bir başkent sadece yönetenlerin değil, hissedenlerin de mekânı olabilir mi?
Belki de cevap, Eric’in çizdiği haritada değil, Amina’nın gözyaşında gizlidir. Çünkü şehirler geleceğe binalarla değil, insanlarla taşınır.
Ve Yaoundé, eğer “kim” olduğunu unutmadan büyürse… sadece Kamerun’un değil, Afrika’nın vicdanı olabilir.