İçeriğe geç

La Tahzen innallahe meana kime ait ?

“La Tahzen İnna Allâhe Me’anâ” Kime Ait? Siyasal Bir Okuma

Bir Siyaset Bilimcinin Düşünce Alanına Giriş

La Tahzen İnna Allâhe Me’anâ” — üzülme, Allah bizimle beraberdir. Bu ifade, Kur’an-ı Kerim’de Tevbe Suresi 40. ayette Hz. Muhammed’in, mağarada saklandığı sırada Hz. Ebubekir’e söylediği cümledir. Ancak bu söz, tarihsel ve siyasal bağlamı içinde yalnızca bir teselli cümlesi değil, bir iktidar söylemi, bir direniş sembolü ve bir meşruiyet inşası aracı olarak da okunabilir. Bir siyaset bilimci gözüyle bu ifadeyi incelediğimizde, güç, kurumlar, ideoloji ve vatandaşlık gibi kavramlarla iç içe geçmiş bir anlam ağının ortaya çıktığını görürüz.

İktidarın Sessiz Dilinde: İnanç ve Güç

Her iktidar biçimi, meşruiyetini bir tür inanç sisteminden devşirir. Bu inanç dini olabilir, ideolojik olabilir, hatta laik ulus-devletlerin “ulus miti” bile bir tür seküler inançtır. La Tahzen İnna Allâhe Me’anâ ifadesi, iktidarın bu inanç boyutunu derinleştirir. Peygamberin sözü, korku anında bile “güç” ile değil “inanç” ile direnmeyi temsil eder. Ancak bu aynı zamanda siyasal bir mesajdır: iktidarın kaynağı Tanrısal bir düzene dayanır ve bu düzeni tehdit eden her unsur, yalnızca siyasal değil, aynı zamanda kutsal bir ihlaldir.

Bu noktada okuyucuya şu soruyu yöneltelim: Güç her zaman görünür mü, yoksa bazen “inanç” adı altında mı saklanır?

Kurumlar, İtaat ve Meşruiyet Döngüsü

Siyaset bilimi bize şunu öğretir: Gücün sürdürülebilirliği, yalnızca kaba kuvvetle değil, kurumlar aracılığıyla sağlanır. Kurumlar ise itaatin rasyonelleştirilmiş halidir. “La Tahzen İnna Allâhe Me’anâ” ifadesi, teolojik zeminde bir kurumsal güven duygusu yaratır. Bu güven, modern devletin “vatandaşa güven verici” söylemleriyle benzeşir. Devlet, “biz senin yanındayız” derken; Peygamber, “Allah bizimle” diyerek benzer bir bağ kurar.

Peki, bu tür söylemler yalnızca teselli mi sağlar, yoksa vatandaşın sorgulama hakkını yumuşatır mı?

İdeoloji Olarak İnanç: Kadın ve Erkek Bakışlarının Kesişiminde

Toplumsal cinsiyet perspektifinden bakıldığında, erkeklerin siyasal alanda daha çok stratejik, hiyerarşik ve güç odaklı bir tutum sergilediği; kadınların ise katılımcı, ilişki merkezli ve diyalog odaklı yaklaşımlar geliştirdiği görülür. Bu fark, “La Tahzen İnna Allâhe Me’anâ” ifadesinin yorumunda da yankı bulur.

Erkek siyasetçi veya lider için bu söz, direnişin ve stratejik dayanıklılığın simgesidir. Kadın siyasetçiler veya toplumsal aktörler için ise bu ifade, birlik, dayanışma ve duygusal katılım çağrısıdır. Dolayısıyla, aynı cümle iki farklı güç biçimini üretir: biri otoriteyi, diğeri toplumsal bağı pekiştirir.

İnanç, Vatandaşlık ve Demokratik Katılım

Modern vatandaşlık, yalnızca hakların değil, aynı zamanda aidiyet duygusunun da alanıdır. “Allah bizimle” söylemi, bir tür “biz bilinci” oluşturur. Bu bilinç, dini cemaatlerde olduğu kadar ulus-devletlerde de işlevseldir. “Birlikteyiz”, “aynı gemideyiz” veya “milletçe kenetleniyoruz” gibi söylemler, aslında modern versiyonlardır.

Demokratik toplumlarda, bu tür ifadeler bir yandan dayanışmayı güçlendirirken, diğer yandan eleştirel düşünmeyi bastırma riski taşır. Çünkü “biz” söylemi çoğu zaman “öteki”yi görünmez kılar.

Burada kritik soru şudur: Birlik hissi mi daha değerlidir, yoksa eleştirel mesafe mi?

Siyasal Sonuç: Umudun İktidarı

“La Tahzen İnna Allâhe Me’anâ” sözü, siyaset bilimi açısından bir umut stratejisidir. Umut, siyasal mobilizasyonun en güçlü aracıdır. İktidarlar, kriz anlarında “üzülme” derken toplumu pasif bir sabır hâline getirebilir; muhalif hareketler ise aynı ifadeyi direniş motivasyonu olarak kullanabilir. Aynı cümle hem iktidarın söylemi, hem de direnişin sembolü olabilir. Bu paradoks, siyasetin doğasında yatar: her güç, kendi karşıtını da içinde taşır.

Sonuç: Sözün Gücü ve Gücün Sözü

“La Tahzen İnna Allâhe Me’anâ” yalnızca bir ayet değil, güç ve anlam arasındaki ince çizginin sembolüdür. Siyaset bilimi açısından bu ifade, hem yönetenin hem yönetilenin psikolojisini şekillendiren bir “söylem aracıdır.”

Belki de sormamız gereken son soru şudur: Biz gerçekten üzülmüyor muyuz, yoksa üzülmememiz mi isteniyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
betexper girişbetexpergir.net